HAYATA KAST, PEK KÖTÜ VEYA ONUR KIRICI DAVRANIŞ

Hayata kast, peki kötü veya onur kırıcı davranış, özel boşanma sebeplerinden biri olup Türk Medeni Kanun’un 161. Maddesinde düzenlenmiştir. Kanun maddesi incelendiğinde aslında iki tane özel boşanma sebebini düzenlediğini görebiliriz. Bunlardan ilki hayata kast, diğeri ise pek kötü veya onur kırıcı davranıştır.
Hayata Kast
Hayata kast, eşlerden birinin diğer eşin hayatını sonlandırmaya yönelik hareket etmesidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus bilerek ve isteyerek hareket edilmiş olması gerekmektedir. İhmal sonucu gerçekleşen eylemler ve öldürme amacı olmayan eylemler hayata kast nedeniyle boşanma davasının konusu olamayacaklardır. Hayata kast mutlak boşanma nedenlerden biri olup, hâkimin takdir yetkisi bulunmamaktadır. Hayata kastın varlığı ispat edildiği takdirde hâkim boşanmaya karar vermelidir.
Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış
Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranışın tanımı, kanun maddesinde yapılmamıştır. Buna nazaran yargıtay kararına göre ‘‘Pek kötü davranış, eşlerden birinin diğerine uyguladığı, vücut bütünlüğü, bedensel veya ruhsal sağlığını bozucu ya da tehlikeye düşürücü davranışlar’’ olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre hangi davranışların pek kötü davranışa gireceğini somut olaya göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Pek kötü veya onur kırıcı davranış mutlak boşanma nedenlerden biri olup, hâkimin takdir yetkisi bulunmamaktadır. Pek kötü veya onur kırıcı davranışın varlığı ispat edildiği takdirde hâkim boşanmaya karar vermelidir.
Dava Hakkının Düşmesi
Zinaya sebebiyle dava açma hakkına sahip olan eş zinayı öğrenmesinden başlayarak altı ay ve herhalde zina eylemin üzerinden beş yıl geçmesi durumunda ve affeden tarafın dava hakkı düşecektir.
İlgili Yargıtay Kararları
Özel boşanma sebebiyle açılmış olan davada, hâkim genel boşanma sebebiyle boşanma kararı veremez.
Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m.162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/2) boşanma kararı verilemez. O halde mahkemece, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasında, delillerin özel boşanma (hayata, kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış) sebebi yönünden değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/3454 E. 2018/7377 K. sayılı ilamı)
Tehdit ve fiziksel şiddet pek kötü davranış kapsamında nitelendirilmektedir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, en son olayda da davacı kadını bıçak doğrultarak ‘‘Seni keserim’’ diye tehdit ettiği ve üzerine yürüyerek yumrukları ile darp ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Türk Medeni Kanunu’nun 162. Maddesinde düzenlenen koşullar gerçekleşmiştir. O halde pek kötü davranış sebebiyle boşanmaya karar verilmesi gerekirken, mahkemece TMK 166/2. Maddesine göre boşanmaya karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/13788 E. 2018/4030 K. sayılı ilamı)