İşe İade Davası

blog-law-1

İşveren tarafından geçerli bir nedene dayanılmaksızın iş sözleşmesi fesih edilen işçinin, iş kanununda yazan şartları sağladığı takdirde işine geri dönmek amacıyla açmış olduğu davaya işe iade davası denilmektedir. İşe iade davası bir tespit davası olup, işveren tarafından yapılmış olan feshin geçerli olup olmadığı hususu tartışılmaktadır. İş veren tarafından yapılmış olan fesih geçerli değil ise işçi işine dönebilecektir.

İşe iade davasının şartlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • İş sözleşmesi işveren tarafından fesih edilmeli,
  • İşyerinde 30 veya daha fazla işçi çalışıyor olmalı,
  • İşçi, işyerinde en az 6 ay çalışıyor olmalı,
  • İşveren tarafından yapılan feshin geçerli bir nedene dayanmıyor olmalı,
  • İş sözleşmesi belirsiz süreli olmalı,
  • İşçi, işveren vekili olmamalıdır.

Bu şartların tamamı var olduğu takdirde işçi, işverene karşı işe iade davası açabilir. İşe iade davasında yapılmış olan feshin geçerli olup olmadığının ispat yükü iş kanunu madde 20/2’ye göre işverene aittir. Mahkeme işveren tarafından yapılmış olan feshin geçersiz olduğunu tespit ettiği takdirde, işçi kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten başlayarak 10 gün içerisinde işverene başvurmalıdır. Buradaki 10 günlük süre hak düşürücü süredir. Süresi içerisinde başvurduğu takdirde işveren işçiyi bir ay içerisinde işe başlatmalıdır.

İşe İade Davasında Dava Açma Süresi

İş Kanunun 20/1 maddesine göre, iş sözleşmesi feshedilen işçi, yapılmış olan fesih bildirimde fesih sebebinin gösterilmediğini veya gösterilmiş olan fesih sebebinin geçerli olmadığını iddia ediyorsa fesih bildirimin tebliğin tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca zorunlu arabulucuya başvurmalıdır. Arabuluculuk süresi sonunda taraflar anlaşamadığı takdirde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde dava açmalıdır.

İşe İade Davasına Dayanan Davalarda Görevli ve Yetkili Mahkeme

İşe iade davasında görevli mahkeme iş mahkemeleridir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Yetkili mahkeme ise işçinin işi gördüğü yer mahkemesi ve işverenin yerleşim yerindeki iş mahkemeleridir.

İlgili Yargıtay Kararları

İşçi işe iade davasını kazandığı takdirde 10 gün içinde işverene başvurmalıdır. Başvuruyu kendisi yapabileceği gibi, vekili veya üyesi olduğu sendika aracılığı ile de yapabilir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. Yasada işçinin şahsen başvurması gerektiğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. İşçi, işe başlatılma konusundaki iradesini bizzat işverene iletebileceği gibi vekili ya da üyesi olduğu sendika aracılığı ile de ulaştırabilecektir. (Yargıtay HGK 17.6.2009 gün ve 2009/9 232E, 2009/278K. sayılı ilamı).

İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin süresi içerisinde işe iade amacıyla yapmış olduğu başvuru sonucunda, işverenin yapmış olduğu davet üzerine işçi işe başlamazsa yapılmış olan fesih geçerli hale gelecek ve işçi işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süreye ilişkin tazminat haklarını kaybedecektir.

İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/10242 E. 2012/12313 K. sayılı ilamı)

Bu gönderiyi paylaş